Tarihsel dönüm

Bugünlerde pandemi etkisiyle ve çevresel faktörlerle daha önceleri bizleri çok rahatsız etmeyen bir çok soruya cevap aramaya koyulduk. Bu soruların en başında sağlıklı yaşam geliyor. Sağlıklı yaşam için toplumsal olarak genel bazı önyargılarımızdan kurtularak farklı bakış açıları geliştiriyoruz. Buna bulunduğumuz durum sebep oluyor gibi görünse de farkında olmadan okuma ve araştırmaya olan eğilimlerimiz artmaya başladı. Bizleri daha önce etkileyen boş zamanlarımızda uğraştığımız boş işler artık o kadar tatminkar değil ve özümüze dönme konusu biraz daha ilgimizi çeker oldu. Özümüze dönmeye başladığımızda, fiziksel gereksinimlerimiz veya beslenme alışkanlıklarımız artık daha çok ilgilenir olduğumuz alanların en başında yer almaya başladı.

Sağlığımızın önem kazandığı bu dönemde bireysel olarak neler yapabiliriz diye düşünürken bulduğumuz cevaplar aslında özümüzde var olan ve milyonlarca yıldır bizlerin adeta bu alışkanlıklar çevresinde geçirdiğimiz evrimlerle bu zamana kadar bedenimizin atalarımızdan bize miras kalan yaşama alışkanlıkları olduğunu artık daha iyi biliyoruz. Avcı toplayıcı toplumlar gibi kelimeler bundan çok değil bir kaç yıl öncesine kadar çok duyduğumuz şeyler değilken, artık çok fazla duyar olduk ve bu konuda biraz daha düşünmek, biraz daha üstünde durmak gerektiği kanaatindeyim.

Avcı toplayıcı atalarımız gibi yaşamak bize her ne kadar zor görünse de çevremizde yaşayan ve en az her insanın hayatında bir kez şahit olduğu şehirden kaçma planlarını hayata geçirmiş yakınlarımız olmuştur diye düşünüyorum. Düşünüyorum ama bu duruma tahmin ettiğimde çok daha fazla şahitlik ediyorum. Bir çok arkadaşım hayatının geri kalanını kırsalda yaşamak için şehrin kalabalık gürültüsünden uzaklaşarak hayalini kurduğu hayata adım attı. Bu cesaret gerektiren duruma adım atan arkadaşlarıma gıptayla bakıyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum..

Kırsala dönüş biz şehirli olanlara bir çok armağanı arkasında bıraktı fakat hala şehirde kalarak kırsalda yaşıyor gibi yaşamak mümkün mü diye düşündüğümde biraz ümitlenmedim değil. Hayal edecek olursam, marketlerde zamanında bulunan meyveler ve sebzeler, ava çıkmadan elde edebileceğim proteinler ve tohumlar gayet şu an erişilebilir durumda. Bence paniklemeye gerek yok. Patlıcanı kendim yetiştirmesem de olur yani. Ama bunun yanında uzak durmam gereken paketli gıdalar ve bazı zararlı yağları hayatımdan çıkartarak hayatımın geri kalanında maksimum hareket felsefesini benimsersem bu iş bence olur.

Marketlerden paketlenmiş gıda almıyor mevsiminde tüketiyoruz. Karbonhidratlar gibi hızlı enerji kaynaklarından uzak durup yağlı ve proteinli beslenerek daha uzun süren enerji kaynaklarına yöneliyoruz. Mevsiminde tüketiyor bol bol probiyotik besleniyoruz. E tamam bu kadarıyla bile plazaya işime gitmeye hazırım diye düşünüyorum.

Fakat böyle olmadığını tabi ki bende biliyorum..

Şehirden kaçma ve bu yazılarımı bende kuş sesleri eşliğinde yazacağım günlerin hayalini kurarken biraz daha dikkatli yaşayarak en azından o günlere biraz daha sağlıklı ulaşabilmek ümidindeyim..

Sevgiler.



Yorumlar kapatılmış.