DÜŞ
turuncu düşler görüyorum
şarap gibi
yıllandıkça daha tatsız
yanmış kömür gibi kokuyor
Beyaz meleklerden istiyorum
Umutlarım pamuk ipliği
bir kurşun kalemim var
Yazıcak kadar doğruyu , yaşamadı.
Zaten ucuda kırık
kapılar çok küçük burda
hiç birine sığmıyor hiddetim
Çığlıklar duyuyorum
kollarıma yatırdım sevgimi
okşuyorum suretini
arkasına bakıcak kadar arkası yok bu sevginin
dönüp gitmek ne çare
yüzünü bile çeviremiyor Kömür karası gözlerimden
O da beni seviyor
kaç sevgili biriktirdim tenimde kaç göz yaşı yeşerdi
bilemedim
avuçlarım nasırlanmış
oysa hiç kazma kürek sallamadım toprağın bağrına
çokmu gördün
yüzümü toprağa hiç dönmedim
Barış kokan ülkemde hiç barışmadımki
Ankara asvaltını severim.
Mavi gökyüzü ömrümün aynası
ben hep göklere baktım
deniz kokan kaldırımlar
güzelliğiyle baş döndüren ey istanbul
Yanlız kalabilicek son durak
Alıştım susmaya
Turuncu düşler gördüm
kırık camlar üstünde
Boşluklarımdan demir alma vakti
Kelimeler sana benziyor
ve ben en iyi yaptığım şey ya
sen derdin
En azından en iyi yaptığımla yetineyim..
Hoşçakal…